Doğum haritasında bir gezegeni değerlendirirken öncelikle gezegenin gücünü dikkate alırız. Gezegenin direkt olarak anlattığı konuların yanı sıra bulunduğu ve yönettiği evlerin potansiyellerini ortaya koyabilmesi için gezegenin güçlü olmasını isteriz. Güç ise çeşitli şekillerde kendini gösterir; burç asaleti, bulunduğu ev ile kendini ne kadar ortaya koyabileceği, direkt ya da geri hareketi, diğer gezegenlerden aldığı açılar ve yanık olup olmaması dikkate aldığımız faktörler.
Şu an gökyüzünde yanık olan Venüs’ten ilham alarak, gezegenlerin yanık olma durumlarından bahsedeceğim.
Öncelikle bir gezegenin yanık olması için teknik olarak Güneş ile arasında en fazla 8,5 derece olmalıdır. Doğum haritasında özellikle bir kişisel gezegenin yanık durumda olması, o gezegenin fonksiyonlarını bağımsız bir şekilde ortaya koyamamasına, etki altında kalmasına ve Güneş’e çok yakın olmasından dolayı o gezegenin bahsettiği konuları ayrıştıramamamıza sebebiyet verecektir.
Bilincimizi, egomuzu ve yaşamımızı anlatan Güneş ile birleşen gezegenin fonksiyonları Güneş’in dayatmasına göre şekillenecektir. O gezegeni bilincimizle bir bütün olarak ele alacağımız için aslında kendi sorumluluğunda olan konuları işlevsel olarak yerine getirmekte zorlanacaktır. Yanık gezegen hangisiyse, gezegenin anlattığı konulara karşı bir eksiklik hissiyatı oluşabilir. Gezegen görünmediği için gezegenin anlattığı konularda yetersizlik hissiyatı oluşabilir. Bu yüzden gezegenin anlattığı konuların daha çok üzerine gidebiliriz. Aslında bizimle çok özleştiği için bir farkında olamama halinden doğan bir eksiklik hissiyatıdır. Merkür’den beklediğimiz rasyonel ve objektif olma durumu yandığında rasyonellikten uzak ve sübjektif bir değerlendirmeyi, düşüncelerini ‘ben’ üzerinden şekillendirmeyi getirecektir. Tabi Güneş doğum haritasında sadece bizim bilincimizi, egomuzu anlatan bir gezegen değil. Doğum haritasında yönettiği ev neyi-kimi anlatıyorsa Merkür de oranın-kişinin etkisi altında kalacaktır.
Venüs yandığında ise kişi aslında ilişkiler ile çok içli dışlı olmasına rağmen, ilişkilerine kattığı ‘ben’ ‘benim isteklerim’ tavırlarından kaynaklı ilişkilerinde problemler deneyimleyecek ve ilişkilerinde dikiş tutturamamaktan yakınacaktır. Uyum ve işbirliğinin gezegenine karşı oluşan farkında olmama hali kişiyi uzlaşılması zor biri haline getirebilir. İsteklerinin karşılanmadığından, tatminsizlikten dem vurabilir. İlişkileri hayatındaki otorite figürlerinin etkisiyle şekillenebilir. Güneş eğer 10. Evini yönetiyorsa kişinin ilişkileri kariyeri, hedefleri, patronu, annesi tarafından etki altında kalabilir.
Güneş kişinin kendi göstergesi olduğunda (yükselen yöneticisi) o zaman yanan gezegenin anlattığı konuları etkisi altına alacaktır. Yanan gezegenin yönettiği evlerin konuları üzerinde bir etkiye sahip olmakla birlikte o evin konularının ortaya çıkmasında farkında olmadan engelleyici olabilir.
Diğer bir konu ise yanan gezegenin burç asaleti, yönettiği burçta yanan gezegen aslında fonksiyonlarını güçlü bir şekilde ortaya koyabilecek kapasiteye sahip olsa da etki altında yine de kalacaktır. Şu an ( 23.10.2022) gökyüzünde Güneş tarafından yanan Venüs ise zararda olan yerleşimiyle iyice güç kaybettiğinden, fonksiyonlarını etkili bir şekilde ortaya koyamadığı gibi aksine olumsuz sonuçlara sebebiyet verebileceğinden bahsediyor.
Akrep’teki Venüs ilişkilere aşırılıkları, mücadeleyi, hırsları, korkuyu, krizleri, kıskançlığı, güç çekişmelerini, kontrolü aslında tümüyle huzursuz ve tatmin olmakta zorlanan bir altyapıyı getirirken, Güneş’ten yanması ile tüm bunlara karşı farkındalığımızın azaldığını anlatıyor. Egomuz ile ilişkilerimizi domine ettiğimizi ayrıca ilişkilerimizin bireysel hayatlarımızda otoriteler tarafından hor görülmesine karşın gizlilik çerçevesinde yaşanmak istenebileceğini anlatıyor. İlişkiler bir süre kol kırılır yen içinde kalır misali gizli kapılar ardında.